

Eğitim Yaklaşımımız
Koşan Kaplumbağa Anaokulu olarak, Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni rehber edinerek, çocukların haklarını gerçek anlamda hayata geçiren bir eğitim anlayışıyla çalışıyoruz. Katılımcı demokrasiyle yönetilen, ekolojik dengeye saygılı ve ticari kâr amacı gütmeyen bir okul modelini hayata geçirme ve bu anlayışı yaygınlaştırarak başka okullara da ilham olma hayaliyle yola çıktık.
Bizim için eğitim, yalnızca bilgi aktarımı değil; çocukların kendilerini gerçekleştirdikleri, toplulukla bağ kurdukları ve içinde bulundukları dünyayı dönüştürdükleri bir süreçtir. Bu yolculukta çocuklar kadar bizler de öğreniyor, değişiyor ve gelişiyoruz.
Eğitimin çocuk dostu, esinlendirici, motive edici ve empatik olması gerektiğine inanıyoruz.
Hayal kurmayı, eğitimimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz.Çünkü hayal gücü, yaşanabilir gerçeklerin ilk adımıdır ve çocukların dünyayı dönüştürebilecekleri en güçlü araçlardan biridir.
Bu anlayışı hayata geçirmek için sevgiyi temel alıyoruz. Her çocuğun benzersiz bir birey olduğunu kabul ediyor ve iletişimimizi bu farkındalıkla şekillendiriyoruz.






Eğitim yolculuğumuzda, çocukların:
- Özgürce ve yaratıcı bir ortamda iletişim kurmalarını,
- Kendi yeteneklerini, ilgi alanlarını ve ihtiyaçlarını keşfetmelerini,
- Duygularını anlamayı ve dengelemeyi öğrenerek içsel bir düzen oluşturmalarını destekliyoruz.
Amacımız, çocukları sadece öğrenen bireyler olarak değil, düşünen, hisseden ve dünyaya katkı sağlayan birer aktif katılımcı olarak yetiştirmek.
Bu Okulda Çocuklar Söz Sahibi
Koşan Kaplumbağa’da çocuk katılımı, eğitimin temel taşlarından biridir. Çocukların kendi eğitim süreçleri hakkında fikirlerini paylaşmaları ve karar alma mekanizmalarına aktif olarak katılmaları bizim için çok değerli.Bu nedenle, Okul Meclisi ve çember uygulamalarımızla, çocukların sadece seslerini duyurmalarını değil, aynı zamanda okulumuzun yönetime doğrudan katkıda bulunmalarını sağlıyoruz. Bu yaklaşımla, çocukların hem birey olarak güçlenmelerine hem de bir topluluğun sorumlu üyeleri olarak büyümelerine rehberlik ediyoruz.
Koşan Kaplumbağa Anaokulu’nda güne bir çember ile başlıyoruz. Çember, yalnızca bir başlangıç noktası değil; çocukların eşlikçileriyle günü planladığı, duygu ve düşüncelerini paylaştığı bir alan. Bu alanda herkes eşittir, herkes kendini değerli ve duyulmuş hisseder. Gün içinde yaşanan çatışmalar da yine çemberlerde ele alınır ve çözüm yolları birlikte bulunur. Akşam çemberlerinde ise “Bugün eve nasıl gidiyorum? Günüm nasıl geçti?” gibi sorularla günün akışı değerlendirilir ve tamamlanır.
Çemberler çocuklara anda kalmayı, hislerini fark etmeyi ve bedenlerini tanımayı öğreterek gün boyunca duygusal farkındalıklarını artırma fırsatı sunar. Çember uygulamaları, çocuklarda etkili dinleme, çözüm üretme, sorumluluk alma, merak etme ve soru sorma becerilerinin gelişimine katkı sağlar.
Okul Meclisleri ise çemberlerin bir uzantısı olarak, çocukların, eşlikçilerin ve idari personelin bir araya geldiği daha geniş bir platformdur. Bu meclislerde yaşam alanlarımızla ilgili kararlar alınır; “neyin, nasıl olmasını istiyoruz?” Birlikte nasıl ahenkli bir şekilde yaşayabiliriz soruları tartışılır; atölye önerileri gündeme gelir. Alınan kararlar ve süreçler çocuklarla düzenli olarak paylaşılır. Kendimiz ve çevremizle kurduğumuz bağların kuvvetlenmesi ile birlikte okul barış ortamına katkı sunarız.




FARKLI DENEYİMLER KAZANMAK VE DUYGULARIMIZI TANIMAK
Koşan Kaplumbağa’da, her çocuğun ilgi alanlarını keşfedip geliştirebileceği bir öğrenme ortamı sunmak bizim için çok önemli. Atölyeler sayesinde çocuklar, yalnızca ilgi duydukları alanlarda derinleşmekle kalmaz; aynı zamanda farklı eşlikçiler ve yetişkinlerle tanışma, iş birliği yapma ve duygularını daha iyi tanıma fırsatı bulurlar. Her atölye, çocukların meraklarını destekleyen, hayal gücünü besleyen ve topluluğun bir parçası olarak kendilerini ifade etmelerine alan açan bir keşif sürecidir.
HER FARKLILIK BİR RENKTİR
Koşan Kaplumbağa’da, her çocuğun, her bireyin ancak kendi rengiyle mutlu olabileceğini biliyor farklılığını bir zenginlik olarak görüyoruz. Din, dil, ırk, milliyet, cinsiyet, ekonomik, sosyal ya da fiziksel ayrılıklar, bizi ayıran değil; bir araya getiren renklerdir. Farklılıkların bir arada ahenkle dans ettiği bir topluluk yaratmanın mümkün olduğuna inanıyoruz.
Toplumsal cinsiyet eşitliğini derinlemesine anlamak ve bu anlayışı çocuklara aktarmak için hem dilde hem yaşantımızda bilinçli adımlar atıyoruz. Her çocuk, eşitlikçi bir dünyanın temellerini atabilen bir birey olarak büyürken, biz de öğrenmeye ve dönüşmeye devam ediyoruz.

ÖDÜL VE CEZA YOK
Koşan Kaplumbağa’da, ödül ve ceza yerine çocukların iç motivasyonlarını geliştirmeyi ve onlara güvenli, destekleyici, aktif bir öğrenme ortamı sunmayı amaçlıyoruz. Ödüllerin koşullu sevgiyi pekiştirdiği, cezaların ise güvensizlik yarattığı bir sistemden uzaklaşıp; koşulsuz sevgi, karşılıklı güven, gerçekçi geri bildirim ve kendi sorumluluğunu alma becerilerinin ön planda olduğu bir yaklaşımı benimsiyoruz.
Çocukları yargılamadan, onlara bir ayna tutarak ne hissettiklerini ve yaptıklarını fark etmelerine yardımcı oluyoruz. Rehberliğimiz, yukarıdan bir otorite ya da ezbere bir bilgi aktarımından değil, merak eden, anlamaya çalışan ve destekleyen bir yerden gelir.
Düşünmeden yapılan övgülerin, çocuğun ihtiyacından çok, bizim söyleme ihtiyacımızı yansıttığını biliyoruz. Bu yüzden, konuşmaktan çok iletişimde olmayı tercih ediyoruz. İç disiplinin dış disiplinden daha önemli olduğuna inanıyor; anlık itaatler yerine, çocukların davranış, duygu ve düşüncelerini içselleştirmelerini önemsiyoruz.


“Nasıl bir kişiyim ve nasıl olmak istiyorum?”
Koşan Kaplumbağa’da, eğitim bir bitiş çizgisi değil; hayat boyu süren bir keşif yolculuğudur. Bu yolculukta çocuklarla birlikte büyümek, anlamak ve dönüşmek, hayal ettiğimiz dünyanın en güzel başlangıcıdır.
Bu soruyu çocukların kendilerine sormalarını önemsiyoruz. Kendini tanıyan, taşıyan ve hayatta kalma becerisi olan bireyler olmaları için onlara eşlik ediyoruz. Bu süreçte biz de çocuklardan öğreniyor, değişiyor, gelişiyoruz ve birlikte öğreniyoruz. Birlikte olmanın zevkini yaşıyor, birlikte hayaller kuruyoruz.

















